4 Şubat 2010 Perşembe

ne mutludur..

Geçte olsa Barcelona Barcelona'yı izledim.Her film izlerken rol seçtiğim gibi bundada kaçırmadım tabiki.Arayış içinde olan aradığını bulamadığı için mutsuz olan kızı seçtim kendime..Hep bir arayış içinde olmak,durmadan bunalmadan birşeyler aramak benimde hoşuma gidiyor sanırım.. Birgün şairlere/yazarlara takıyorum.O gün okudukça şiirlerini/yazılarını kıskanıyorum onları..''ne güzel yazmış''diyorum ,''daha önce neden ben düşünemedimde yazamadımki..''diye sinir oluyorum kendime. Konu acı bile olsa,acı çekilmesi bile gerekse yazmak için , o an o acıyı bile yaşamak istiyorum..Kendi çapımda bende yazıyorum tabiki ama beğenme sürem 15-20dk oluyor..Ardından olmadı deyip atıyorum bir köşeye. Sonra bir gün birden ressam olasım geliyor..Boyamak istiyorum..Fırçaya bile gerek duymadan ellerimle..tuvali hayatım yerine koyup renk katmak istiyorum..Bir heyecanla tuvaller,boyalar alınıyor ve yapılan herhangi bir resim..Tatmin etmiyor beni gene..birşey eksik diyorum..TRTdeki kıvırcık saçlı amcanınki kadar güzel olmadı sanki..Onuda kıskanıyorum içten içten.. Sonra birgün geliyor fotograf çekmek istiyorum..Bol bol fotograf çekmek..Alıp başımı gitmek ,adı herhangi olan yerlere..Sonra düşünüyorum ne kaldı çekilmeyen?ne kaldı boyanmayan?ne kaldı yazılmayan? farklı şeyler bulmak artık o kadar zorki.. ve fark yaratmadıkça yazdıklarının yaptıklarının hiçbir değeri yok.. İçimdeki tatminsizlik mutsuz ediyor beni,bir fark yaratamamak düşüncesi öldürüyor.. ah diyorum ALLAH'ım.. ne mutlusundur.. çevreme baktığımda çekmeye çalıştığım,yazmaya çalıştığım,farkını yaratmaya çalıştığım şeylerin hepsi senin.. her kulun bir diğerinden farklı,parmaklarındaki izler bile.. ahh.. ne mutlusundur şimdi.. dmLcmR..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder