31 Mart 2010 Çarşamba

küresel yalan

Başını kaçırdığım bir dizi gibi,
anlayamıyorum seni..
Kaçırmışım senide
toparlayamıyorum..
Parçaların kaybolmuş,yapıştırsamda nafile..

Beynimde nüfus patlaması oluyor,
göç ediyorsun içimden,
içime
ve,
içimdeki yeşillere binalar dikiyorlar,
katılaştım,
gözlerimin yeşili griye döndü.
Mavimdeki tüm balıklar ölüyor artık..
Kıyılarıma vuruyorlar..
Havam hep kapalı,bulutlu,
karbondioksit..
Nefes alamıyorum sık sık..
Filtre takmalıyım sanada,
zararı en hafife indirmek adına..

Buzuldum ben ,
kaskatı bilirsin..
Küresel ısınma yaşıyorum seninle..

Beynimi sağıyorum boş günlerde,
boş kovalara
sen iç diye..
Sürüden ayrılıyorum ki kap beni hemen..

Sigaram oluyorsun ya başımı döndüren,
filtren yakıyor ya elimi,
sıcaklığınla ısınıyorum ya..
ve bittiğinde bir daha tövbe diyorum ya..
Yalan inanma bana..

dmlcmr

30 Mart 2010 Salı

yazamamak

giderken yalın izler bırakıyorum ardımda..
 yol uzadıkça,biz yalnızlar oluyoruz..
 rol yapıp,kendimiz yazıp kendimiz mi oynuyoruz acaba?
nereye koşturuyoruz böyle
 amaç ne?
ne yapmamız isteniyorda biz ne yapmaktayız..

(bu felsefe içerisindeyken birden asıl gerçekler belirir zihnimde ve..)

yok yok.. sanırım şimdi bunlara kafa yoramicam..
 çünkü cevaplarımı vize haftam olan şu günlere harcamaktayım..
hem istediğim sorulardan başlayabiliyorum,
hemde istemediklerimi sallayabiliyorum..
yaza bile okul yapmışlar ya, korkusu bile yetiyor..

 dmlcmr

26 Mart 2010 Cuma

.

Doğuda doğmak suç olsaymış en büyük suçlu güneş olurmuş...
çok sevdim bee..
üstüne yazı yazamayacak kadar..!

25 Mart 2010 Perşembe

göl..

Ruhunun yansımasıydı
gölüne düşen ordan da gönlüne
ona el sürülünce yok olurdu
istemezdin zaten dokunmayı
orda kalsa yeterdi
baktıkça derinlere
dalardın kaybolurdun onda
o sende kaybolurdu sonra kar uykusu gibiydi bu
bilirdiniz ki kaybolmak-ölmek
yine de kapardınız gözlerinizi
bu huzurlu kayboluş için geldiğiniz yer dip olurdu.
sonra açardın gözlerini bakardın ona
sen sendin de,
o sadece bir yansımaydı
ancak dipte anlardın bunu.
sonra gölün başındaki çeker giderdi,
yansımasını alıp.
göl sessiz,
sen yalnız.
yansımadan uzak, kalakalırdın.

gncyzc

23 Mart 2010 Salı

sol sessizlik

Hissedemiyorum.. sol bir sessizlik oldu..
Bütün varlığımı kapsayan ama hiçbirşeyim olmayan bir sensizlik oldu..
Saatler artık sayı doğrusu gibi rakamları gözüken uzun bir çizgiden,
yuvarlağa bürünmüş bir yalancıdan ibaret..
İsmi yazan sokak adları,sağ deyip sol gösteren çıkmazlar aslında..
Herkesin beni çağırıp,aslında beni hiç duymamalarından kaçış yok.


Varlığım bile yokluğumun gölgesinde..
Hep peşimde günahlar,heran kolluyor tek bir yanlışımı..
Madde madde yazılıyor belkide ..


Bir kere olsa bakabilseydim uzaktan kendime,
yolumu değiştirirdim biliyorum,
ya da herzamanki gibi acımazdım yoluma çıkana
en zayıf noktasından vurur,ezer geçerdim..


Şimdi yine,
3lükler atıyorum kendime son dakikalrda bile..
Duvarların üzerime geldiği falanda yok,
aksine ben gidiyorum..


Anlamlamsızlığın kıyısına vururken bile bu beden,
inanıyorum sana..
Atan kalbim kadar,durucağını bile bile..
Yolum sana doğru..
Geldiğim gibi geri dönmesinide biliyorum da,
sen al yinede dönerken beni,
Kimse vesile olmasın..


En kolay yolu seçmektir inanmamak..
Sana inanıyorum.
Kimseye bırakma ,
sen al beni..


dmlcmr

Elde var sıfır..

mutsuzluğun tepe noktası
bende hayat
nefes alışlar/verişler
içimde kalan kızgınlıklar
bağırmak isteyip bağıramayışlarım
içimdeki nefreti akıtırcasına

bunlar var bir tek elimde şu aralar
çözemediğim bir düğüm yutkunuşlarım
umut heba etmeler var sonra
bu aptal kabullenişlerim bundan

peşim sıra kovalayan bir düşman
senle hayat.

g.

20 Mart 2010 Cumartesi

hayat

Sorularım var..Belkide sorunlarım bilemiyorum..Sorularımı kendime bile sormuyorum..Bir umursamazlık hali bir vurdumduymazlık ki gidiyor..Nereye kadar diye sorduğum zamanlar en iyi olduğum zamanlar..Yoksa asıl ben iken,gittiği yere kadar diye arabeks cümleler çıkarabiliyorum, aslında söylemekten çekinen ses boşluğumdan..Boşluklar sence hep boşmudur? Benimki değil işte..Onu bile kendimle doldurdum..Kimse istila etmesin yada herhangi bir sömürge altına alınmayayım diye beyaz bayrak diktim akıl uçlarıma.. Ve her yıkılışımda bayraklarımı yarıya çekiyorum.Ya da indirip tamamen, ayakkabılarımı siliyorum.. Karşımda duruyor hayat,ama sadece el sallıyorum pişkin pişkin..Öyle gitmesine izin vermesemde gidicek çünkü biliyorum..Bazen yanımdan geçip gitmesine rağmen bazende damla damla geliyor üzerime..Yağıyor bütün ağırlığıyla..Ve ben ondan yağmurda ayakabımdan sızıp ayağama giren,çorabımı ıslatan yağmur suyu gibi nefret ediyorum..Bir iç çamaşırı kadar içimde olsun istiyorum ben,sadece benim..ve bende olduğunu kimse bilmesin..ama genede soruyorum, senin ki hangi renk?(tabiki hayatın..!)
 Bazen bırak diyorum, çekip gitsene hayatın olmadığı yerlere.Ama genede yapamıyorum işte.Neden diye soracak olursan borcu var bana..Çok aldı,defteri çok kabarık. Bir veresiye defteri gibi yazdım onu kendime.Vereceği günü bekliyorum tüm borçlarımdan kurtulmak için.. Benimde altından kalkamayacağım borçlarım var,öbür dünyaya nakil ettim maalesef, orda görüşmek üzere hep bekliyorlar beni.Fakat hayatın böyle bir lüksü yok,onun için öbür bir dünya yok. Kaçıyorum kalanlardan,peşimde bir değil birkaç tefeci..
 -veremem canımı canı çıksada..
 -karıştırma çantamıda,kızların çantası karıştırılmaz.
 -hem bulamazsın orda
 Bir tırtılım ben hayat..karşında ezilip büzülmem,küçülüp büyümem ama genede yürümem ondan..Alacaksan canımı kelebek olma uğruna..tam orada duruyor .Sana çıkardığım dilimin ucunda..


dmlcmr

...

bir üç nokta kadar sonsuzluk geldi içimden ...
saçmalamak bedava değilmi,hakkımı sonuna kadar kullanıyorum bu gece.

19 Mart 2010 Cuma

İnat

Midemi kabartan bu iğrençlikler içinde bir sara hastası gibi kıvranıyorum.. Üşümek değil bu,yokluktan titriyorum.. Ellerim buz kesmiş bir eli sıkıca kavrayamayışımdan.. Kimse tutmamışmı elimden, yoksa elini kolunu bağlayan benmiymişim bunca zaman.. Dizleri ağlarken karnına geçen, elleri başında duran bu kız çocuğunu, anne karnında, 21 sene öncesinden tanıyorum.. Bekleyişlerim var isimsiz, tanımadığım ama tanık olmak istediğim.. Sarılmak tüm gücümle, bütün vücudumda hissetmek, dudaklarına bile dokunmadan önce o sıcaklıkla ısınmak.. Sırf o sıcaklık için çocukluğumdan, ruhumdan, tüm geçmişimden vazgeçip sadece onun olmak..

o gelene dek vazgeçmemek,

ve,

o gelene dek bırakmamak bu şehri..

dmlcmr

14 Mart 2010 Pazar

ışığım

güneş batarken doğardı umutlarım taa ki sabah olup hayat yüzünü gösterene kadar sahte ışıklardı mutluluğum yine de bana yalnızca onlar tanıklık edebilirdi bir saflığı sahtelikte aramaktı bu bilirdim. yinede söndürürdüm güneşi. g.

12 Mart 2010 Cuma

çelişkiler

Kendimi sakladıkça insanoğlundan, dahada battım onlarla birlikte bu bataklığa.. Kirlenmek istemezken, kirletirken buldum kendimi.. Ellerimde çamur, üstüm kir pas.. Kirlettiğim insanlardan daha kirliyim.. Ki hayallerim, Ah o bitip tükenmez ucurtma kuyrukları gibi, beni büyüten,bir yandan hep küçük kalmamı sağlayan paradoksum.. Oysaki; kırgınım, avuçlarım kanıyor bensizlikten.. Kendinden uzaklığın anlamsızlığında, şarkıların hepsinden kendime pay çıkartıp söyleyemeden susuyorum.. Kendi hücremin eşkiyası olmak adına.. dmlcmr

düzayak

yaşama alışık değilim 21 yıldır beceremedim alışmayı düzayak bir hayatta yürürken bile düşen bir ahmağım ayaklarıma takılacak birşey bulmak hiç de zor değil; kafama takılanlar kadar olmasa da. g.

11 Mart 2010 Perşembe

o şarkı..♫♪♪

ne ağlamıştım o gün
pişmandım bir şeylerden doğru;
olmak istemediğim yerden kovulmuştum haklı olarak
kızmadım zaten
sadece küstüm kendime


doyamadım bi türlü ağlamaya
içimde kurutulmamış yer kalmasın istedim sanki
hüznümü astım bi ipe kurusun diye
beklerken suları damlıyordu yere
o misal
ağladım ben de durmadan
bıkmadan ağladım
gözyaşlarım yere çarptıkça içimde bi hafiflik hissediyordum
yerçekiminin aksine


şimdi dinlediğim şarkı
tekrar o günü getirdi aklıma
tabi hiçbir film fonsuz olmaz ya
o biçim bişeydi benim ki de


kurudu mu diye sorsan için?
evet diyemem
hayır,
daha doymadım acıya.


g.

10 Mart 2010 Çarşamba

diyalektik aşk

Ben anlamam..
'Aşk mantıksızların işi' dedi kız..
zaten inancı olmayan,bezgin adam inanmadığı efsanelere benzetti aşkı..
''Aşk bir şehir efsanesidir.'' dedi..

Bile bile lades derler ya aynen o yani.
Önünde duvar olduğunu göre göre son hızla koşmak.
Bağıra çağıra susmak.
Fısıldayarak çığlık atmak.
Yazarken, resim çizmektir.
Ve nefes alıp verirken, ölmek.

'karşındakini bir bok zannetmektir!'dedi kız..
hayır dedi adam..daha çok;

'Karşındakini "o" sanmaktır.'

Hiçbirzaman aradığını bulamamaktır,ama genede bulurum ümidiyle sağa sola bakınmaktır deyince kız,

kabul etti adam ...Belki bu duraktır diye otobüsten inmek, sonra olmadığını anlayınca bir diğer seferi beklemektir dedi..

Tombalada, bir türlü çinko bile yapamamaktır aşk..

Bildiğin çaresizlikten ölmek,ama çaresini bulduğunda aşk olmadığını anlamaktır.çünkü çaresi bulunan aşk henüz yoktur.

Ki aşk dedi adam,
''eski zamanlardan şimdiye yürüyen geğiriği ölüm kokan bir mumyadır''.

''Onun sargılarına yazılan şiirler...''
Sadece ölümün prospektüsüdür..


Aşk, olamadığı ama olmayı umduğu herşeyi ifade ediyordu kız için..

Adam için tanımlamak istediği ama her seferinde çuvalladığı o şeydi..
Hedefi asla göstermeyen, bozuk bir pusula..

Fedakarlık sanıp kapşonu olsa bile elindeki şemsiyeyide ona tutup o ıslanmasın diye sıçan durumuna bile düşebilmekti..düşüklüktü kimbilir?

Aşka sözcükler türetsede aslında onu hiç bilmiyordu kız..ama o kadarda basitti ki..insanların bilmediği şeyler hakkında daha fazla konuştuklarına inandı..aşktan daha fazla hemde..


Kız anladı..
Saatlerce konuşsada anlamını bulamicağı ama birçok şey türetebileceği eş anlamı 'sonsuz' olan tek heceli,kısa,aptal saptal bişeydi aşk..

sonunda;

'Aşk ya.

Saçma.'

dedi adam..

iyice şıpsevdi sakızlarına dönmüşlerdi..
kestiler..


dmlcmr

8 Mart 2010 Pazartesi

eksik beden

Hayatımın paramparça anatomisinde bir omuz eksik..
Sanki kalbimden bile önemliymiş gibi arıyorum onu.
Belki bulsam yaslanırdım ona
Belki bulsam gözyaşlarımı akıtırdım,
ordan inerdi parmak uçlarıma...
Islak parmak uçlarımla dokunurdum saçlarının kıvrımına,
sonra sakalını okşardım,
dudaklarına dokunur
ateşe değmiş gibi çekerdim elimi..
Ama yapamam..
Eğreti bir aşk benimkisi..
Ne verebilirim sana,
ne de benimdir zaten..
Boğazımda düğümüyle kalakalır orda,
yutkunamam..
Yasak elma gibi yenilmesi günahından olsa gerek,
zevk veren bir acı bu..
Oysaki hergün yasak elma yemişim ben,
hemde kendi bahçemden..

dmlcmr

Ruhum gibi

uzun zamandır kimsesiz-hiçkimsesiz bir gün geçirmemiştim,
o gün bugünmüş işte
anladım ki yalnızlık parmak uçlarımdan başlamış saldırmaya

sonra kendi etrafımda bir tur attım aklımdan
dört yanım duvar,
etrafta saçmasapan dağılmış eşyalar,giysiler
ruhum gibi

sonra aldım dolaba tıktım hepsini,
düzenlemeden
sadece kapağını kapatarak dolabın
kurtuldum sandım.

üzerime yığılmayacak mıydı sanki
ilk açışta

ruhuma tıkılmış onlarca his de dolabım gibi
ve sanırım
o kapak hiç açılmayacak.


gncyzc

7 Mart 2010 Pazar

martı

yalnızlığına çarpa çarpa vurdu kıyıya bir martı
ölmemişti henüz
dilinde 3 hece;
öz-gür-lük


gncyzc 

-sizlik

yorgunluğum sensizliğimden değil
sessizliğimden
içimde kalışından birçok şeyin
her susuşta

varlığın yetmiyor yalnızca
yokluğunun da bi faydası yok

içimdeki boşluk da sensizlik değil
kimsesizlik..


gncyzc

lüzumsuz şahıs

İçim öyle ıslakki ,yağmurun yağmasına gerek
bile yok..
Ve sen cebimdeki bozuk paralar kadar
bozuk ve azsın aslında bende..
Tutmaktayım yinede seni,
derinlerde
taa diplerde..
Dipsin çünkü bende
kimsenin karıştıramayacağı kadar dip..
Üstünden onlarcası geçsede
çekip çıkarabileceğim bir yere koymuşum
seni..
Eskisin belki
anlamını pek bilmesemde püsküsün..
ama yarasın bende..
hatta yarsın defalarca düştüğüm..

6 Mart 2010 Cumartesi

ayna

... Otobüsümü bekliyordum.. Herhangi biryere oturdum.Sonradan bir kadın geldi yanıma ve çakmak istedi.Yanımda olmadığını söyledim.Zaten en gerekmedik anlarda hersey yanımdadır ama gerektiğinde hiçbirşey bulamam çantamda.. Hiçbirzaman yanında selpağı,ıslak mendili,yara bandı olan kızlardanda olamadım..Cüzdan bile kullanamam açıkcası..Küçükkende kalem kutusu kullanamazdım zaten..Atardım direk çantama.O yüzdendir ki babam odamın kapısına zamanında meşhur ; 'Güzel kızımın dağınık odası' yazan birşey asmıştı.. Herneyse kadın bende istediğini bulamayınca otogarda bir adamın yanına gitti.Oradan sorumluydu heralde adam.Servisten indiğimde bavullarıma yardım etmişti .Şimdide oradaki yaprakları, çöpleri falan süpürüyordu.. Kadın adama yaklaştı ve sanırım bana sorduğu soruyu onada sordu.Adamın sağ kulağını görmüyordu.İstediği cevabın aksine başka bir cevap almış olacak ki adama bağırmaya başladı. 'Onu sormuyorum sağırmısın bea ! ' İşte o an ,adamın bana dönük kulağındaki işitme cihazını gördüm.. ve içimden oturduğum yerden kalkıp kadını dövmek geldi..Küçücük birşeyde nasıl o kadar sinirlenebilmişti.. Biran kendimi görmüş gibi oldum ve korktum..Küçücük şeylere ne çok tepki gösterdiğimi bilmeyen yoktu..Ama dışarıdan ne kadarda iğrenç duruyordu öyle! Ne kadar sinir bozucu.. O an, o durumda, bana benzesede (belkide sırf bu yüzden) kadına sinir olmayı sürdürdüm..En kötüsüde adam o bağırmaya belkide en nefret ettiği gerçekle,ve bunun soruya dönüşmüş haliyle karşılaşmıştı.. 'sağırmısın??'.. Başını eğdi,elindeki süpürgeyle bir yandan işine devam ederken bir yandanda düşünüyordu.. ama neyi?? dmlcmr

hız limiti

Dönüp bakıyorum bi geçmişime, geçip gittiğim yollara ne hızlı geçip gitmişim O yolun tozları hala üzerimde Resmen sollamışım hayatı, bir şey yaptım sanarak O zaman bakabilseydim ileriye, görürdüm bu uçurumu Öyle sert çakıldım ki yere, diple yarıştım.. oysa yoğun bakımda şimdi ruhum (!) gncyzc

5 Mart 2010 Cuma

Tecahül-i arif

Sen gittin, ben hiç üzülmedim..  
Soğan doğradım gece yarılarına kadar  
sigara içtim sonra,
kahretsin! dumanı hep gözümü yaktı..  
Sen gittin  
giderken ayakkabımın bağcıklarına takıldın,  
tam sol yanıma düştün. 
asıl bu yüzden hep düş'tün..
Kalkmayı öğretecektin oysa bana,
önemli bir işin varmış,gittin..  

Sen gittin ama ben hiç üzülmedim..  
Duygusal filmler çıktı karşıma tesadüfen ve hep seni anlatan şarkılar..
Patlamış mısır yedim bol bol,  
kilo aldım,kilo verdim..
 Bir ara hastanelikte oldum ama,
üzülmedim işte..  
Geçmiş olsuna geldiler.
işede yaramadı değil ,
birgün gerçekten geçmiş olduğunu anladım.. 
geçmiş,ama hiç gitmemiş olduğunu..  

dmlcmr

≠ eşitlik

dün sabah yolda yürürken bir şeye tanık oldum. bi adam benimle aynı hizada yürüyordu yolda, arkasından da iki tane küçük çocuk koşturuyordu. biri okula gidiyordu sanırım, önlük giymişti. "baba dur para vermedin" dedi. "babası annene 2 milyon verdim yok bende başka para" dedi.çaresiz görünüyordu adam.. "okuldan istiyorlar para ver baba" dedi tekrar çocuk. babası da "annene verdim dedim,yok param kafayı yicem artık yok işte.." dedi. o an ne yapmam gerektiğni bilemedim.orda yok olasım geldi resmen. anladım, hayat hepimize adil davranmıyor. ve eğer şans diye birşey varsa bazılarımız hiç de şanslı değil.. gncyzc

≈ yaklaşık olarak

Aşk riyadır, günahtır, cezadır, acıdır ve bu yüzden insanlık için en cazip şeydir.. ama yaşayamayan için ne anlatırsan anlat boştur,boşluktur.. Birine tatmadığı bir meyvenin tadını anlatmak gibidir.. acı dersin,ekşi dersin ama genede tatmak ister çünkü bilmez.. Ve aşk saçını kestirmek isteyip kesildikten sonra beğenmeme, ama genede geri dönememek gibidir.. yani yanılgıdır. Fakat zamanla aşkta,saçta bir şekilde yoluna girer.. işte böyledir aşk ! Ne kadar tanım yaparsan yap hep eksiktir.. ve başlı başına bir bilinmeyendir.. dmlcmr

2 Mart 2010 Salı

sustum (!)

istediğim birşey olmayınca kavga çıkartmıyorum artık. gözlerim dolmuyor çocuklar gibi, geçmişte dolardı. çocuklar gibi değil "çocuk" olarak. susuyorum sadece susuyorum. ve her geçen gün daha da çok susmaktan korkuyorum. gncyzc

yoldaş

Sevgililik yoldaşlıktır.. Bu yolda yürürken elbet biri beynini, ötekisi ise kalpten sevdiğini dinler.. O yüzden yol hep ikiye ayrılır.. Kalp ve beyin birbirlerine veda ederler, Ve bu yüzden hep birbirlerinin eksikliklerini hissederler.. Bütün klasik hikayeler ne yazık ki böyle değilmi? Hikayelerimde hep beyinim ve ben hep eksiğim.. dmlcmr

1 Mart 2010 Pazartesi

şimdi

unutmak istiyorum geleceğimi ne olmuştu bilmeden geçmişimde şimdi de olmak istiyorum yemek yedikten sonra tıka basa doymuşcasına doymak istiyorum hayata nasıl bi his acaba? sadece bilmiyorum. gncyzc

İz

Küçükken bir psikopattım, ve ben bir psikopatken daha çok seviyordum hayatı.. Suyun içine düşüp,ölmeyen sinekleri/böcekleri kurtarırdım, ve kendimi kahraman ilan ederdim.. Çok olağanüstü bişey yapmış gibi içim huzur dolardı.. Şimdilerde hergün sigarayı bırakıyorum, ve hergün rejime başlıyorum. Yarın erken kalkıcam diyorum, bazen güneşi bile göremeden akşam oluyor.. çünkü o hep başkalarına doğup, bana batıyor sanki, Ve sen; sanırım yürüdüğüm yollarda ayak izlerim değil, hayat izim oluyorsun.. dmlcmr