10 Mart 2010 Çarşamba

diyalektik aşk

Ben anlamam..
'Aşk mantıksızların işi' dedi kız..
zaten inancı olmayan,bezgin adam inanmadığı efsanelere benzetti aşkı..
''Aşk bir şehir efsanesidir.'' dedi..

Bile bile lades derler ya aynen o yani.
Önünde duvar olduğunu göre göre son hızla koşmak.
Bağıra çağıra susmak.
Fısıldayarak çığlık atmak.
Yazarken, resim çizmektir.
Ve nefes alıp verirken, ölmek.

'karşındakini bir bok zannetmektir!'dedi kız..
hayır dedi adam..daha çok;

'Karşındakini "o" sanmaktır.'

Hiçbirzaman aradığını bulamamaktır,ama genede bulurum ümidiyle sağa sola bakınmaktır deyince kız,

kabul etti adam ...Belki bu duraktır diye otobüsten inmek, sonra olmadığını anlayınca bir diğer seferi beklemektir dedi..

Tombalada, bir türlü çinko bile yapamamaktır aşk..

Bildiğin çaresizlikten ölmek,ama çaresini bulduğunda aşk olmadığını anlamaktır.çünkü çaresi bulunan aşk henüz yoktur.

Ki aşk dedi adam,
''eski zamanlardan şimdiye yürüyen geğiriği ölüm kokan bir mumyadır''.

''Onun sargılarına yazılan şiirler...''
Sadece ölümün prospektüsüdür..


Aşk, olamadığı ama olmayı umduğu herşeyi ifade ediyordu kız için..

Adam için tanımlamak istediği ama her seferinde çuvalladığı o şeydi..
Hedefi asla göstermeyen, bozuk bir pusula..

Fedakarlık sanıp kapşonu olsa bile elindeki şemsiyeyide ona tutup o ıslanmasın diye sıçan durumuna bile düşebilmekti..düşüklüktü kimbilir?

Aşka sözcükler türetsede aslında onu hiç bilmiyordu kız..ama o kadarda basitti ki..insanların bilmediği şeyler hakkında daha fazla konuştuklarına inandı..aşktan daha fazla hemde..


Kız anladı..
Saatlerce konuşsada anlamını bulamicağı ama birçok şey türetebileceği eş anlamı 'sonsuz' olan tek heceli,kısa,aptal saptal bişeydi aşk..

sonunda;

'Aşk ya.

Saçma.'

dedi adam..

iyice şıpsevdi sakızlarına dönmüşlerdi..
kestiler..


dmlcmr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder